Central Park’ın Hikayesi Nedir? Central Park Ne Zaman Nasıl Yapılmıştır?
Hollywood filmlerinin gözde mekânı Central Park dalgalı tepeleri, köprüleri ve gölleri ile 1859’da Manhattan’ın kalbinde şekillenmiştir. 1970’lerdeki ihmal ve düşüş, Park’ın varlığını ve vizyonunu ortadan kaldırmakla tehdit etti, ancak bugün, yıllarca süren restorasyondan sonra park yok olma tehlikesinden kurtulmuştur. Central park hem şehrin yerlilerine hem de turistlere hizmet eden ve birçok aktivite sunan eğlenceli bir parktır. Mevsime bağlı olarak güneşlenmek veya buz pateni yapmak, bir teknede kürek çekmek, Shakespeare, müzik veya 230 kuş türünden birini dinleme şansına sahip olabilirsiniz.
Frederick Law Olmsted ve Calvert Vaux tarafından tasarlanan Central Park 840 dönümden fazla alanı, ulusun sanatçılarını ve kahramanlarını anlatan heykeller, anıtlar ve çeşmelerle doludur: Columbus, Beethoven, Duke Ellington, John Lennon, Alice harikalar Diyarında gibi. Park ayrıca tenis ve hentbol sahalarına, kroket sahalarına, atlıkarınca, kaleye, kukla tiyatrosuna, hayvanat bahçesine ve bir düzineden fazla oyun alanına ev sahipliği yapmaktadır. Parkta atlı arabalarla gezebilirsiniz. Parkın etrafı astronomik fiyatlı apartmanlar, lüks oteller ve birinci sınıf müzelerle çevrilidir. Park çok kalabalık gözükse de parkın içinde ve çevresinde daha sakin, sessiz yollar ve gizli köşeler, müzeler ve barlar da vardır.
New York 19 yy ortalarından itibaren yoğun bir göç ile kalabalıklaşan şehirde büyük yeşil bir mekan nerdeyse yoktu. 1811 senesinde şehir planında belirlenen ve yapılan ufak parklar ise şehrin büyüyen nüfusunun ihtiyacını karşılamaktan uzaktı.
Şehrin ileri gelenleri, liderleri ve yöneticileri beraber karar verip besinci ve sekizinci meydanlar (avenues) arasındaki , 59.- 106.sokak arasında kalan bölgeyi park yapma kararı alıp bu bölgeyi saatin almaya karar vermiştir. Burası aslında 1827-1857 arasında daha çok Afrikalı Amerikalıların, Irlandali gocmenlerin ve az da olsa Almanların yasadığı Seneca Village adli bir mahalleymiş. 1853’te New York eyaleti bir kanun çıkartarak bu bölgede yasayan özellikle Afrikali Amerikalılara hem haklarını vermis ve gelecekte ikamet sabitliği vadetmiştir. Bu zamanlar aslında Afrikalıların ev sahibi hakki olmasa da bu park aracılığı ile ev sahibi olma hakki kazanmışlardır.
Arazi, daha önce küçük çiftliklere ve yerleşim yerlerine ev sahipliği yapan kayalık ve bataklıkmış. Ayrıca siteden geçen Kingsbridge Yolu, Manhattan boyunca uzanan ve kuzey şehirlerine bir rota sağlayan iki yoldan biriymiş. Hükümet yetkililerinin burayı bir şehir parkına dönüştürmek için bir tasarım yarışması düzenledi. Komisyon, 33 girişten, Connecticut’tan bir yazar ve çiftçi olan Frederick Law Olmsted ve genç bir İngiliz mimar olan Calvert Vaux tarafından sunulan Greensward planını seçti. Plan doğaldı: geniş pastoral manzaralar ve ormanlık alanlar New Yorklulara Şehirden kırsal bir dinlenme sağlayacaktı. Greensward planının göze çarpan özelliklerinden biri, Olmsted ve Vaux’nun manzaraların altına, Park müdavimlerinin görüş alanı dışında sakladığı, tasarım yarışmasının gerekli bir unsuru olan batık enine yollar idi.
Olmsted’in Central Park vizyonu, İngiltere’de kamu tarafından finanse edilen ilk park olarak kabul edilen Birkenhead Park’tan ilham aldı. Çevredeki endüstriyel alanlardaki kötü yaşam koşullarına yanıt olarak inşa edilen Birkenhead Park, Avrupa parklarının genellikle resmi mülklerde barındırıldığı bir zamanda yeni bir fikir olan kamu kullanımı için inşa edildi. Olmsted, Central Park’ın demokratik bir alan, zengin ve fakir, kadın ve erkek, her kökenden insanın bir araya gelip boş zaman etkinliklerinden zevk alabileceği bir yer olması gerektiğine inanıyordu. Central Park, dolambaçlı yollara sahip gayri resmi ormanlık alanlara ve imkânı olmayanlara daha kırsal bir ortam deneyimleme fırsatı sunan doğal manzaralara sahip olacaktı.
Parkta inşaat 1858’de başladı. İşçiler yaklaşık 5 milyon metreküp taş, toprak ve üst toprağı taşıdılar, 36 köprü ve kemer inşa ettiler ve enine yollar üzerinde 11 üst geçit inşa ettiler. Ayrıca 500.000 ağaç, çalı ve asma diktiler. Manzaralar insan yapımıydı ve hepsi elle yapılmıştı.
Bu büyük bir başarıydı. Tasarım yarışmasının tamamlanmasından sadece aylar sonra, Park’ın ilk bölümü olan Göl 1858’de halka açıldı. Central Park önümüzdeki 15 yılda inşa edildi ve projenin orijinal 5 milyon dolarlık bütçesinden önemli bir artışla 14 milyon dolara mal oldu.
Bu yazdığım makalede https://www.centralparknyc.org/ ve https://www.nytimes.com/ sitelerindeki bilgilerden faydalandım.